11/01/2011
ÇEKÜL Vakfı Eğitim Birimi tarafından hazırlanarak yürütülen “Kültürel Miras Eğitim Programı” kapsamında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin desteğiyle yeni bir eğitim daha başladı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde yapılan eğitimde, ortaöğretim öğrencilerinin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesi ve kültürel miras alanında farkındalık kazanmaları sağlandı.
Aralık ayının son haftasında yapılan eğitime Beşiktaş Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencileri katıldı.
Son yıllarda öğrenme ortamı, okul dışındaki mekânlara taşınmaya başladı. ÇEKÜL Vakfı’nın eğitimleri de bu yaklaşımla devam ediyor. Müzeler, doğal alanlar, park ve bahçeler, kütüphaneler, konser salonları, tarihi mekânlar okul dışında eğitimin gerçekleştirilmesi için ideal mekânlar arasında. Müzeler de, eğitimi etkin bir hale getirebilecek potansiyele sahip olduğu ve somut nesne kullanımına, yaşayarak öğrenmeye imkân sağladığı için ÇEKÜL Vakfı’nın eğitim mekânı tercihlerinde birinci sırada geliyor. Müzelerde yapılan eğitim çalışmalarında, öğrencilerin aktif katılımı ve pek çok objenin bulunduğu bu ortamda, bilginin doğrudan aktarımı sağlanıyor.
Geçtiğimiz yıl Bursa Kent Müzesi’nde ilköğretim öğrencilerinin kültürel anlamda farkındalıklarının artması ve kentle kişisel bağlar kurmaları için hazırlanan eğitimin ilki düzenlenmişti. Bursa Kent Müzesi’nde bu yıl da eğitimler devam edecek.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde, haftada bir yapılan üç eğitim uygulandı. Birinci hafta; öğrencilerin doğa-insan-kültür döngüsünü, ilk çağ uygarlıklarına ait örnekler üzerinden tartışmaları, müzedeki nesnel kanıtları kullanarak sav oluşturmaları, gerekçelerinin güçlü ve zayıf yönlerini söylemeleri sağlandı.
İkinci hafta; öğrencilerin edebi metinlerden biri olan destanlar üzerinden tarihi olayları dönem şartlarını göz önünde bulundurarak değerlendirmeleri istendi. Destanı okuyup özetlemeleri ve canlandırma yaparak anlatmaları sağlandı. Öğrencilerin grup çalışmaları, gözlemleri, objelerden elde ettikleri ipuçlarıyla Anadolu’da yaşamış uygarlıkların siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapılarını ve çevre uygarlıklarla etkileşimini açıklamaları istendi.
Üçüncü hafta ise; İstanbul’un mitolojik öyküsü anlatılarak, merak ve araştırma isteği gibi duygularını ortaya koymaları sağlandı.
Eğitimin sonunda öğrencilerin paylaştığı duygu ve düşünceler:
‘Bu çalışma ile insanların zamanla nasıl değiştiklerini ve birbirinden nasıl etkilendiklerini gördüm. İnsanların iz bırakmaya çalıştıklarını daha iyi anladım’
‘Bu çalışma ile günlük hayatta neden-sonuç ilişkisini ne derece kullandığımın farkına vardım’.
‘Çalışma öncesinde, müzeyi gezecek ve öğrendiklerimizi bir özetle yazacağımızı zannediyordum. Fakat yaptığımız çalışmaları daha çok beğendim. Bence tüm öğrencilere uygulanmalı, çünkü hem genel kültür hem de yorumlama yeteneği açısından önemli bir çalışma.’
‘Düşünüldüğü gibi sıkıcı ve sadece dersle ilgili bir proje değilmiş, tam tersi hem öğretici hem de eğlenceli bir çalışma.’
‘Sıkıcı olacağını düşünüyordum. Sadece eserlere bir kez bakıp onun geçmişini anlatıp geçeceğimizi sanıyordum. Çok eğlenceliydi. Çok şey gördüm. Geldiğime değdi’.
‘Çalışma ile ilgili beklentim, bu çalışmanı daha ciddi ve farklı bir salonda olmasıydı fakat bu çalışmayı müzenin içinde yapmak daha hoşuma gitti. Artık düz bir şekilde düşünmek yerine olayları farklı açılardan düşünebilmeyi öğrendim. Bu yararlı proje için tekrar ÇEKÜL Vakfı’na teşekkürler. Ayrıca tarih meraklısı biri olarak tarihi bir mekanda sürekli bulunmak hoşuma gitti.’
‘Bu çalışmada kendime güvenimin arttığını hissettim. Bize yaptırılan çalışmalarla yorum gücümü kullanmayı öğrendim. Olaylara birçok yönden ve nesnelere soyut açıdan bakabilmeyi öğrendim. Aktif çalışmalar yapacağımızı tahmin etmiyordum.’